Üretkenliğe karşı durgunluk, Erik Erikson'un psikososyal gelişim teorisinin sekiz aşamasının yedincisidir. Bu aşama, orta yetişkinlikte, 40-65 yaşlarında gerçekleşir. Sekizinci ve son aşama umutsuzlukla dürüstlüktür. Bu süre zarfında yetişkinler, çocuklarını yıllarca etkileyecek izler yaratmaya veya beslemeye çalışırlar. Bunu genellikle çocuklara ebeveynlik yaparak veya diğer insanlara fayda sağlayan olumlu değişikliklere katkıda bulunarak yaparlar. Topluma katkıda bulunmak ve gelecek nesillere fayda sağlamak için bir şeyler yapmak, üretkenliğin ve durgunluğun gelişen aşamalarında önemli ihtiyaçlardır. Üretkenlik, başkalarını önemseyerek dünyaya damgasını vurmak, dünyayı daha iyi bir yer yapan şeyleri yaratmak ve gerçekleştirmek anlamına gelir.
Psikososyal anlamda Verimlilik ve Durgunluk: Durgunluk, katkıda bulunmanın bir yolunu bulamamak demektir. Bu bireyler, topluluklar ve bir bütün olarak toplumla bağlantısız veya gözetimsiz hissedebilirler. Bu aşamada başarılı olanlar, evlerinde ve toplumlarında dünyaya aktif olarak katkıda bulunduklarını hissederler. Bu beceriye sahip olmayanlar, dünyada kendilerini yetersiz ve istenmeyen hissederler.
Durgunluğun Verimliliği ve Özellikleri
Üretkenliğin temel özelliklerinden bazıları başkalarına bağlılık, aile ile ilişkiler geliştirmek, başkalarına rehberlik etmek ve gelecek nesillere katkıda bulunmaktır. Ve bu tür durumlar genellikle çocuk sahibi olma ve yetiştirme sürecinde ortaya çıkar. Durgunluğun bazı özellikleri arasında benmerkezci olmak, başkalarıyla ilgilenmemek, üretkenlikle ilgilenmemek, benliği geliştirmek için çaba göstermemek ve kaygılarını her şeyin üstüne koymak sayılabilir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken bir nokta, yaşam olaylarının, erken ve geç yaşamlara göre daha az yaşa özgü olma eğiliminde olmasıdır. Evlilik, iş ve ebeveynlik gibi bu aşamaya katkıda bulunan önemli olaylar, orta yetişkinliğin oldukça büyük bir döneminde gerçekleşebilir.
Hayatın bu noktasında, bazı insanlar genellikle orta yaş krizi olarak adlandırılan durumu yaşayabilir. İnsanlar başarılarına geri dönebilir, gelecekteki yörüngeleri üzerine düşünebilir ve pişman olabilirler. Bazı durumlarda bu, okula gitmek, kariyer yapmak veya çocuk sahibi olmak gibi kaçırılan fırsatlardan pişmanlık duymayı içerebilir. Bazı durumlarda, insanlar bu krizi yaşamlarında daha fazla tatmin sağlayacak ayarlamalar yapmak için bir fırsat olarak kullanabilirler. İnsanların refahlarını etkileyen bu pişmanlıkları yorumlama şekillerine dikkat etmek önemlidir. Hata yaptığını düşünenler zamanlarını boşa harcarlar ve değişiklik yapacak zamanları olmadığında acı hissedebilirler. Ayrıca, hayatın bu noktasında üretkenlik duygularına karşı durgunluk hislerini etkileyebilecek bir dizi faktör vardır. Başkalarıyla olumlu ilişkileri olan, kaliteli bir sağlık duygusuna sahip olan ve yaşamları üzerinde kontrol sahibi olan insanlar kendilerini daha üretken ve memnun hissederler. Kötü sağlık, kötü ilişkilerden muzdarip olanlar ve kaderlerini kontrol edemeyeceklerini düşünenler daha çok durgunluk hissi yaşarlar.
Verimlilik ve Durgunluk Aşamasında Büyüme Psiko-Sosyal Üretkenlik ve Durgunluk
2003 yılında yayınlanan araştırma, üretkenlik ve durgunluk aşamasının birincil çatışmalarının daha fazla detaylandırılmasını önerdi. Bu detaylandırma şu şekildedir:
• Kapsayıcılık ve münhasırlık: Bu kriz, bakım faaliyetleri bağlamında bir bireyin hayatına neyi ve kimi dahil etmek istediğine odaklanır. Bu aşama, erken çocukluk döneminde güvensizlik karşısında duyulan güveni yansıtır.
Gurur ve utanç: Üretkenliğe karşı durgunluğun bu yönü, yetişkinlerin ailelerinde ve çocuklarında gördükleri gurur duygusuna odaklanır. Pek çok yönden, erken çocukluk döneminin utanç ve şüphe aşamasına yönelik özerkliği yansıtır.
• Sorumluluk ve kararsızlık: Bu aşamada, kişinin kendi yaşamları ve yaptığı seçimler için sorumluluk alıp almadığına odaklanılır. Çocukluklarında yaptıkları bir girişimle ilgili hissettikleri suçluluk sürecini yansıtır.
• Verimlilik ve yetersizlik: İş, yetişkinlikte önemli bir rol oynar, bu nedenle bir bireyin işindeki gurur ve başarı duygusunun üretkenlik duygularına yol açması şaşırtıcı değildir. Bu aşama, sektörü çocukluğun aşağılık dönemine karşı yansıtır.
• Ebeveynlik ve kendini absorbe etme: Yetişkinliğin bu yönü, erişime ve gelecek nesillere katkıda bulunmaya odaklanır. Bu, ebeveynlik yoluyla olabilir, ancak yavru üreten tüm insanlar mutlaka destekleyici olmaz. Anne babalar ve çocuğu olmayanlar, bir sonraki kuşağa hala anlamlı yollar veremiyor. Durgunluk aşamasına karşı üretkenliğin bu kısmı, ergenliğin kafa karışıklığı aşamasına karşı önceki kimliğin birçok yönünü yansıtır.
Psikososyal anlamda Verimlilik ve Durgunluk: Durgunluk, katkıda bulunmanın bir yolunu bulamamak demektir. Bu bireyler, topluluklar ve bir bütün olarak toplumla bağlantısız veya gözetimsiz hissedebilirler. Bu aşamada başarılı olanlar, evlerinde ve toplumlarında dünyaya aktif olarak katkıda bulunduklarını hissederler. Bu beceriye sahip olmayanlar, dünyada kendilerini yetersiz ve istenmeyen hissederler.
Durgunluğun Verimliliği ve Özellikleri
Üretkenliğin temel özelliklerinden bazıları başkalarına bağlılık, aile ile ilişkiler geliştirmek, başkalarına rehberlik etmek ve gelecek nesillere katkıda bulunmaktır. Ve bu tür durumlar genellikle çocuk sahibi olma ve yetiştirme sürecinde ortaya çıkar. Durgunluğun bazı özellikleri arasında benmerkezci olmak, başkalarıyla ilgilenmemek, üretkenlikle ilgilenmemek, benliği geliştirmek için çaba göstermemek ve kaygılarını her şeyin üstüne koymak sayılabilir. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken bir nokta, yaşam olaylarının, erken ve geç yaşamlara göre daha az yaşa özgü olma eğiliminde olmasıdır. Evlilik, iş ve ebeveynlik gibi bu aşamaya katkıda bulunan önemli olaylar, orta yetişkinliğin oldukça büyük bir döneminde gerçekleşebilir.
Hayatın bu noktasında, bazı insanlar genellikle orta yaş krizi olarak adlandırılan durumu yaşayabilir. İnsanlar başarılarına geri dönebilir, gelecekteki yörüngeleri üzerine düşünebilir ve pişman olabilirler. Bazı durumlarda bu, okula gitmek, kariyer yapmak veya çocuk sahibi olmak gibi kaçırılan fırsatlardan pişmanlık duymayı içerebilir. Bazı durumlarda, insanlar bu krizi yaşamlarında daha fazla tatmin sağlayacak ayarlamalar yapmak için bir fırsat olarak kullanabilirler. İnsanların refahlarını etkileyen bu pişmanlıkları yorumlama şekillerine dikkat etmek önemlidir. Hata yaptığını düşünenler zamanlarını boşa harcarlar ve değişiklik yapacak zamanları olmadığında acı hissedebilirler. Ayrıca, hayatın bu noktasında üretkenlik duygularına karşı durgunluk hislerini etkileyebilecek bir dizi faktör vardır. Başkalarıyla olumlu ilişkileri olan, kaliteli bir sağlık duygusuna sahip olan ve yaşamları üzerinde kontrol sahibi olan insanlar kendilerini daha üretken ve memnun hissederler. Kötü sağlık, kötü ilişkilerden muzdarip olanlar ve kaderlerini kontrol edemeyeceklerini düşünenler daha çok durgunluk hissi yaşarlar.
Verimlilik ve Durgunluk Aşamasında Büyüme Psiko-Sosyal Üretkenlik ve Durgunluk
2003 yılında yayınlanan araştırma, üretkenlik ve durgunluk aşamasının birincil çatışmalarının daha fazla detaylandırılmasını önerdi. Bu detaylandırma şu şekildedir:
• Kapsayıcılık ve münhasırlık: Bu kriz, bakım faaliyetleri bağlamında bir bireyin hayatına neyi ve kimi dahil etmek istediğine odaklanır. Bu aşama, erken çocukluk döneminde güvensizlik karşısında duyulan güveni yansıtır.
Gurur ve utanç: Üretkenliğe karşı durgunluğun bu yönü, yetişkinlerin ailelerinde ve çocuklarında gördükleri gurur duygusuna odaklanır. Pek çok yönden, erken çocukluk döneminin utanç ve şüphe aşamasına yönelik özerkliği yansıtır.
• Sorumluluk ve kararsızlık: Bu aşamada, kişinin kendi yaşamları ve yaptığı seçimler için sorumluluk alıp almadığına odaklanılır. Çocukluklarında yaptıkları bir girişimle ilgili hissettikleri suçluluk sürecini yansıtır.
• Verimlilik ve yetersizlik: İş, yetişkinlikte önemli bir rol oynar, bu nedenle bir bireyin işindeki gurur ve başarı duygusunun üretkenlik duygularına yol açması şaşırtıcı değildir. Bu aşama, sektörü çocukluğun aşağılık dönemine karşı yansıtır.
• Ebeveynlik ve kendini absorbe etme: Yetişkinliğin bu yönü, erişime ve gelecek nesillere katkıda bulunmaya odaklanır. Bu, ebeveynlik yoluyla olabilir, ancak yavru üreten tüm insanlar mutlaka destekleyici olmaz. Anne babalar ve çocuğu olmayanlar, bir sonraki kuşağa hala anlamlı yollar veremiyor. Durgunluk aşamasına karşı üretkenliğin bu kısmı, ergenliğin kafa karışıklığı aşamasına karşı önceki kimliğin birçok yönünü yansıtır.
Yorumlar
Yorum Gönder