Çevrimiçi Sosyal Ağ Sitelerinin Kullanımı ve Sosyal Kaygı

Çevrimiçi sosyal ağ ve sosyal kaygı arasındaki ilişkiye ilişkin karışık bulgular vardır. Bir yandan iki değişken arasında önemli ilişkiler olduğunu bildiren çalışmalar var. Örneğin Antheunis ve ark. Facebook kullanımının geniş bir ergen örnekleminde sosyal kaygı ile negatif ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Lee-Won, katılımcıların ortalama bir günde Facebook'ta geçirdikleri süre olarak tanımlanan Facebook kullanımının sosyal kaygı ile ilişkili olduğuna dair kanıtlar buldu.


Shaw vd. Bir lisans öğrencisi örnekleminde Facebook'ta geçirilen zaman ile sosyal kaygı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Aynı çalışmada, pasif içerik tüketimi (yani bir kişinin Facebook profilini pasif olarak görüntüleme) olarak tanımlanan pasif Facebook kullanımı ile sosyal kaygı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Pasif Facebook kullanımı ile sosyal anksiyete arasındaki ilişki, depresif ve anksiyete semptomları kontrol edildikten sonra bile önemlidir.
Weidman ve Levinson, hem çevrimdışı (kendi kendine bildirilen göstergeler) hem de çevrimiçi (Facebook için kodlayıcıların profillerini kullanarak) sosyal kaygıyı değerlendirdi. Kendi kendine bildirilen sosyal kaygı ve objektif Facebook kullanım sonuçları, iki değişken arasında anlamlı negatif ilişkiler olduğunu göstermektedir; Arkadaş sayısı, fotoğraf sayısı ve alıntıların uzunluğu sosyal kaygı ile olumsuz yönde ilişkilidir. Gözlenen dereceli sosyal anksiyete belirtileri ve objektif Facebook işaretleri ile ilgili olarak, sosyal aktivite kompozisyonu (arkadaş sayısı, fotoğraflar, videolar, fotoğraf albümleri), profil resimlerindeki kişi sayısı ve sosyal kaygı arasında anlamlı negatif ilişkiler bulunmaktadır.

Yorumlar